
Hayatta kaymak zordur*
Çaresizliğim kaydıraktaki veledi andırır.
Umudum; uçmaya çalışan tavuk.
Rüyamda ifritler, ayıkken ‘mecbur’ tırmalar beni.
Babacığım; hayatım kaymış gibi hissediyorum.
Okumaya devam et “Hayatta kaymak zordur*”
Çaresizliğim kaydıraktaki veledi andırır.
Umudum; uçmaya çalışan tavuk.
Rüyamda ifritler, ayıkken ‘mecbur’ tırmalar beni.
Babacığım; hayatım kaymış gibi hissediyorum.
Okumaya devam et “Hayatta kaymak zordur*”
Mücadele kelimesinin köküne inersek “cidal” kelimesine rastlarız. Kubbealtı lugâtine göre mücadele şöyle açıklanmış:
“(ﻣﺠﺎﺩﻟﻪ) i. (Ar. cedel “tartışmak”tan mucādele)
1. Bir mesele üzerinde karşılıklı tartışma, uğraşma, didişme: Orada parlamentoda iktidarla muhâlefet birbiriyle münâkaşa, hatta mücâdele eder (Burhan Felek). Manzûmenin züppe vâli ile ilgili kısmında mektepli medreseli mücâdelesiyle de karşılaşıyoruz (Kaya Bilgegil). Okumaya devam et “Bazı kelimeler: Mücadele*”
A. Yığılı
Beni sevmiyorsun olsun… Okumaya devam et Bir ömür boyu ölmek seninle*
Hayâli dahi muhâl,
Aşktan öte,
Hasretten beter,
Beni bana kırdıran
Seni sana hayran bırakan
Bir “âh” idi bendeki. Okumaya devam et “Bir “âh” idi bendeki*”
A. Yığılı
Bir ananın hasretiydi beyazlığında utanmam… Okumaya devam et Hasret*
Ve, yersiz bir iç sıkıntısı basar ruhuna.
Uzaklara uçan siyah kuşların son fısıltısı duyulur.
Odalarda lambalar söner.
Ufka bakakalmak yetmez artık. Okumaya devam et “Özgürlüğün korkusu*”